2008 yılında tam 22 yıl aradan sonra NBA şampiyonluğu kazanan Boston Celtics’in en büyük yıldızı ve finallerin MVP’sidir Paul Pierce. Bu noktaya gelinceye kadar birçok engeli aşan Paul Pierce, NBA şampiyonu olmasının 8 yıl öncesinde henüz 22 yaşındayken kapanan gözlerini bir kez daha açamayabilirdi.
Paul Pierce’in çocukluğu California eyaletinin kıyı kenti Oakland ve daha sonra Inglewood şehirlerinde geçmişti. Bir Californialı olarak tuttuğu takım Los Angeles Lakers’tı. 80’lerde Los Angeles Lakers taraftarı olmak aynı zamanda Boston Celtics’ten nefret etmek anlamına geliyordu ve Paul Pierce yeşil ile beyaz renklerin bir arada olduğu hiçbir kıyafeti dahi tercih etmiyordu.
Bütün gününü basketbol oynamakla geçiren, lise takımından çıkarıldıktan sonra iki kat daha fazla çalışarak tekrar geri dönen Paul Pierce’in hayalinde sadece Los Angeles Lakers’ta oynamak vardı. Okul, okulun spor salonu ve ev arasında bir yaşam geçiren Paul Pierce, sokak çetelerine hiç bulaşmadığı gibi sokak çeteleri içinde olanlarla da arkadaşlık yapmaktan kaçıyordu.
Lisede popüler bir basketbolcu olmaya başlayan Paul Pierce, Kansas Üniversitesi’nde 3 sezon sonunda 16.3 sayı ve 6.3 ribaunt ortalamaları yakalayarak 1998 NBA draftına katıldı. Draft gecesi Paul Pierce için ilk 5, hatta ilk 3 içerisinden seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu. İlk 9 sıradan seçim yapan takımların tamamının ihtiyacı olan oyuncular 4-5 pozisyonlarında oynayan uzun ve kalıplı ya da 1-2 pozsiyonlarında oynayan guard oyunculardı.
Paul Pierce’in 2-3 numara oynaması ilk 9 sıradaki takımların ihtiyacını karşılamıyordu. Bu yüzden ilk 3’te, hatta ilk 5’te seçilmediği zaman arkadan gelen takımlar hemen “Ne oluyor, neden Paul Pierce hala seçilmedi” diye sorarak hafif bir şok geçirmişlerdi. Öyle bir şok olur ki ilk 3’ten sonra gelen takımlar bu duruma hazırlıklı değildi ve önceden seçtikleri oyunculara yönelmişlerdi ellerinde Paul Pierce’i seçme şansı olsa da. Hatta ilk iki sıradan birinde seçilmesi beklenen Vince Carter da takımların isim değil de pozisyona uygun seçim yapması yüzünden tam 5. sıradan seçilmişti.
Boston Celtics kurmayları hızlı bir çalışma yapıp kendilerinden önceki takımların Paul Pierce’i seçmeyeceklerini öğrendikten sonra hemen son koçunu ve dokturunu arayıp hiçbir sorunu olmadığını öğrendikten sonra 10. sıradan Paul Pierce’i draft etmişlerdi. Paul Pierce ilk sıradan seçilse Los Angeles Clippers oyuncusu olacaktı ve Staples Center’de oynayacaktı ama Clippers o dönem ilk sıradan Michael Olowokandi’yi seçer ve bu seçim tarihin en kötü ilk sıra seçimleri arasında yerini alır.
Rookie olduğu ilk sezonunda 48 maç sonrasında sakatlanıp sezonu kapatır ama 16.5 sayı ortalamasıyla ligin en iyi çaylak ilk beşine seçilen Paul Pierce, sophomore olduğu ikinci sezonunda 19.5 sayı ortalaması yakalamıştır. Artık 3. sezonuna girecek olan Paul Pierce, bu sezonda artık kendisini lige ispatlamak istemektedir.
2000 yazında NBA’deki 3. sezonu için özel antremanlar yapan, fazla kilolarını verip iyi olan şutu üzerine daha da çok çalışan Paul Pierce, 25 Eylül gecesi takım arkadaşı Tony Battie ve Tony’nin kardeşi Derek Battie ile Boston’ın ünlü gece kulüplerinden Buzz’ın yolunu tutar.
İçeriye girdikten sonra Paul Pierce ilk gördüğü insanlara selam verdiği anda kendisini bir anda kavganın içinde bulur. Arkasından gelen Tony Battie, Paul Pierce’in bir kavga içinde olduğuna inanamaz çünkü Pierce’in kavga etmeyen bir yapıda olduğunu bilmektedir. Tony ve Derek Battie kardeşler Paul’un bulunduğu bölüme geldiklerinde Paul Pierce kanlar içinde yerde yatmaktadır.
Derek hemen Paul’u kucaklar ve Tony’nin arabasına bindirip hastaneye yol alırlar. Bu sırada oldukça fazla kanama geçiren Paul’un vücudunun o kadar çok yerinden kan gelmektedir ki Derek kan gelen delikleri bir türlü kapatamaz. Paul’un bilinci açıktır ama nefes almakta oldukça zorlanmaktadır. Hastanenin, gece kulübüne hemen 3 dakika yakınlıkta yer alması sonucu arabadan iner inmez hastanenin acil bölümüne yürümeye başlayan Paul Pierce bu esnada artık nefes alamaz olur ve yere yığılır.
Boston Celtics’in 22 yaşındaki yıldızı yüzünden, boynundan, sırtından ve karnından tam 11 defa bıçaklanmıştır. Hemen ameliyata alınan Paul Pierce’in en tehlikeli yarası vücudunun 17 cm kadar içine giren ve kalbinin hemen yanında duran açılmadır. Vücudunun sol yanından, kaburgaların arasından ve ciğerinin hemen üstünden giren bıçak, Paul’un kalbine tam 2 cm kala durmuş olmasa Paul Pierce o günden sonra bir daha gözlerini açamayacaktı.
Ameliyata alındığında ameliyat ekibi ani bir kararla vücudun içinde yer alan açılmaların yaranın olduğu yerden değil de göbek deliğinden sokulacak kameralı aletlerle tedavi edilmesi konusunda anlaşır.
Bu, yeni bir yöntemdir ve açıkçası çok denenmemiştir, Boston’da da sadece bu hastanede yani New England Medical Center’da yer almaktadır. Eğer klasik yöntemlerle tedavi edilmiş olsaydı, Paul Pierce’in ayağa kalkması 6 haftayı bulabilirdi. Oysa Paul Pierce bıçaklandıktan 3 gün sonra hastaneden ayrılmıştır.
Paul’un olayın yaşandığı günün gecesinde evden çıktıktan sonra havanın soğuk olduğunu anlayıp geri gelerek aldığı deri ceketi de hayat kurtarıcı rol oynamıştır. Vücuduna gelen sert bıçak derbilerini yavaşlatıp yaraların daha derin olmasını engellemiştir bu deri ceket. Ameliyatı yapan doktor sonrasında verdiği röportajda “Eğer o deri ceket olmasaydı Paul ameliyat masasına gelmeden hayatını kaybetmiş olurdu” demiştir.
Hastaneden çıktıktan 5 gün sonra Celtics’in antreman salonuna doktoruyla beraber adım adam Paul Pierce önce kenarda oturup antremanı izler. Bu sırada doktoru ve takımın yardımcı koçu Jim O’Brien, Paul’un sağlık durumu hakkında konuşmaktadırlar. Doktor, Paul’un daha çok koşu antremanı yapmasını ve özellikle de elleri ve kollarını, omuz hizasından yukarıya çıkarmamısını, aksi taktirde henüz tam iyileşmeyen yaraların tekrar açılabileceğini söylemiştir. Tam o sırada parkeye baktıklarında ise Paul Pierce sahanın her yerinden şut atmaya başlamıştır bile.
2000-2001 normal sezonunda Boston Celtics’in 82 maçının tamamında oynayan ve hepsine ilk 5 çıkan tek oyuncu olan Paul Pierce bu sezonu 25.3 sayı ve 6.4 ribaunt ortalamalarıyla tamamlar. 13 Mart 2001 yılında Los Angeles Lakers’ın Boston Celtics’i deplasmanda 112-107 yendiği maçta Pierce maçı 19da 13 isabet ve 42 sayıyla tamamlar. Maç sonrası galip takımdan Shaquille O’Neal ile konuşmak isteyen Bostonlı gazeteceyi kenara iten Shaq “Benim adım Shaquille O’Neal iyi dinleyin, Paul Pierce gerçektir. Benim adımı bu lafın altına yazın ve silmeyin. Onun iyi oynadığını biliyordum ama bu kadar iyi olduğundan haberim yoktu. Paul Pierce gerçektir” der o andan sonra Paul Pierce’in lakabı The Truth (Gerçek) olur.
Paul Pierce’in bıçaklanmasının arkasında o dönem rap müzik yapan grubu Made Men olduğu söylentileri çıkınca polis de bu konu üzerine eğilir. Made Men grubu üyelerinin isimleri sürekli sokak çeteleriyle anılmaktadır ama Paul Pierce ile nasıl bir alıp veremedikleri olduğu hiçbir zaman gün ışığına çıkmamıştır.
Aynı gece Made Men üyeleri Paul Pierce’in olduğu gece kulübünde görülmüştür. Üyelerin verdikleri ifadede kavgayı gördükleri ve sonra oradan ayrıldıkları yer almaktadır. Pierce’i bıçaklama suçu ise Made Men grubunun iki koruması üzerine kalmıştır. Soruşturma başladığında 3 görgü tanığı çok emin bir şekilde kesin olarak bu iki korumanın Paul Pierce’i bir anda üyelerden aldıkları talimatla bıçaklamaya başladıklarını söylemelerine rağmen olayın üzerinden biraz zaman geçtikten sonra her üçü de “Olayı çok net hatırlamadıklarını” ifade ederler.
İşin ilginci 2 yıl sonra tekrar ifade vermek için çağrıldıklarında her 3 görgü tanığı da hastaneye başvurup rapor alarak çağrıldıkları gün mahkemede yer almamıştır. Mahkemenin ertelenmesinden sonra verdikleri ifadede ise iki sanığı daha önce gördüklerinden emin dahi olmadıklarını söylerler. Böylece iki Made Men koruması daha ağır cezalardan kurtulmuş olur.
Paul Pierce, 2003 yılında, bıçaklandıktan iki yıl sonra hayatını kurtaran hastaneye 2.5 milyon dolarlık bağış yapması üzerine ‘’Benim ihtiyacım olduğu anda benim ihtiyacımı giderdikleri için aslında onlara hiç ödeyemeceğim bir borcum var’’ demiştir. Paul Pierce’in bıçaklanması arkasındaki gerçeklik çözülemeyecek gibi dursa da onun basketbol oyunu, parkede her şeyini bir insan gerçekliğindedir.
“Hayat, sizin önünüze çıkan engellerden ibarettir. Hayatta başarılı olan insanlar bu engellerle kafa kafaya geldikten sonra üstesinden gelmesini bilenlerdir. Ben de önüme ne kadar çok engel çıkarsa o kadar daha iyi olacağımı biliyorum.”
PAUL PIERCE
Bu adam bana hep işini yapan ve göz önünde olmayı çok sevmeyen sessiz sakin biri gibi gelirdi, meğerse nasıl bir hayat yaşamış, sayenizde öğrendim,