Nicaragua El Suyatal Kahvesi

Bu yazıda size Nicaragua El Suyatal kahvesi ile yaşadığım deneyimden bahsedeceğim. Ama once biraz bölge ile ilgili bilgileri paylaşayım. Bir tarafı Karayip Denizi diğer tarafı Pasifik Okyanusu ile çevrili Orta Amerika’nın en büyük ülkesi olan Nikaragua (bakıyorum evet doğru yazdım) bir nevi Türkiye’nin eski halini andırıyor.

Tarıma dayalı ekonominin ihracat kalemlerinin %60’ı tarım ürünleri oluşturmakta. 80’lerde 5 haneli enflasyonu gören ülkede 90 lı yılların başında özelleştirme hareketi ile enflasyon tek haneli rakamlara ulaşmış. Yine ülkemiz gibi ülkenin yarısı yoksulluk sınırında yaşamakta olup Orta Amerika’nın en yoksul ülkelerinden birisidir.

Kahvenin dünyanın en yoksul ülkelerinde yetiştirip ihraç edildiği gerçeğini hatırlayınca Nikaragua’nın haline pek şaşırmamak gerek. Bazen neden Türkiye’nin kahve üretimi yapan ülkelerden olmadığını düşünmüyor da değilim.

Mesleğim gereği ekonomi ile ilgili iki satır yazayım derken kendini kaptırdığımın ve asıl konumuza dönemediğimin farkındayım merak etmeyin.

Evet, Nikaragua, nerden çıktı diyebilirsiniz, haklısınız da. Hemen anlatayım. Liseyi Fen Lisesi’nde okurken benim zamanımda yatılı okuma zorunluydu. Yıllardan 1997, yaşımız 14-15 annesinin, babasının yanından hayatında ilk kez ayrılmış sabi sübyan tayfası. Üniversitede okuyanlar yurt arkadaşlığı çıkara dayalıdır derler.

Gerçek arkadaş, dost bulmak çok zordur diye bir söylem vardır. Ama lise zamanlarında dost bulmak daha kolaydı diyebilirim. Az önce yazdığım gibi, saf ergen çocuksun ne gibi bir çıkarın olabilir? Evet, işte o zamandan kalan 2 dostumdan birisi işi gereği Chicago’da bulundu geçtiğimiz yıl. Yüzsüzlük edip daha o ne istersin demeden ben siparişimi verdim :) Tabi ki kahve olacaktı başka ne düşünmüştünüz ki?

Malum çay egemen bir ülkede yaşıyoruz ve çeşit anlamında kahvede kısır bir döngü içerisindeyiz. Bazı orta çapta 3. Nesil diye tabir edilen ‘coffee shop’ diyebileceğimiz yer dışında malum o denizkızı logolu firma mevcut. Orda da çeşit gün geçtikçe azalıyor. Ben de malum firmanın sitesinde bir kaç çeşit seçip dostuma yolladım. Gelenlerden birisi de fotoğraflar ve yazı başlığından anlaşılacağı üzere Nicaragua El Suyatal.

Efenim aldım paketi sağına soluna baktım. Satışa sunan firma kahve çekirdeklerinin nerden temin edildiği ve üretici firma hakkında bir kaç kelam etmiş:

Kahve çekirdeklerimiz 1543 yılında İspanyol koloniciler tarafından keşfedilen Nueva Segovia’nın El Suyatal’da (Hondras ve Nikaragua sınırları arasında yer alan bölge) 1.300-1.500 rakımda yetişmekte imiş. 212 bin nüfuslu şirin kasaba olan (gezip görmedik gerçi) Nueva Segovia’da Luis Emilio Valladarez Zelaya ve 2 mahdumu tarafından kahve çekirdekleri üretiliyormuş. Pakette müthiş bir KOBİ (Küçük Olamam Büyümek İstiyorum) başarısından bahsediyor -yersen- Son 10 yılda 6 farklı kahve yarışmasına katılmış, küresel anlamda dikkatleri üzerine çekmiş vs vs.

Emilio amca ile ilgili bir iki ek bilgi de ben vereyim. Ülkede her yıl düzenlenen kahve yarışmasına (cup of excellence organisation), katılan amcamız 2006 yılında Nicaragua El Suyatal ile 25 çiftçi arasında sonuncu sırada yer almış ama yılmamış çalışmış didinmiş 2015 yılında bu kahveyi 16. sıraya taşımış. Hatta Buenos Aires kahvesi ile de yarışma 1. si olmuş.

40 yıl önce yaklaşık 10 dönüm tarla satın alınarak üretime başlayan Emilio amca çoluğu çocuğu da işin içine katıp ailenin 5 üyesi ile üretimden ihracata kadar olan aşamaları ailesiyle üstlenmiş.

Hadi bakalım demek öyle diyerek denemeye koyuldum. Yazının bundan sonraki bölümü Nicaragua El Suyatal ile eldeki imkânları kullanarak farklı demleme teknikleri ile yaptığım kahveler hakkında gözlem ve düşüncelerimden ibarettir. Buyurunuz…

Uzun Çekim Double Espresso

Açıkçası paketi açtığımda gelen o hoş kokunun ardından çekimden sonra çıkan ağır aroma beni korkuttu desem yalan olmaz. Editör en iyisini bilir diyerek ilk nasıl deneyelim sorusuna uzun çekim espresso cevabı alınca yapmamak olmazdı tabi ki. Evet, sadede gelelim. Çekinerek aldığım ilk yudumdan sonra içimden birden fondip yapmak geçse de kahvenin sıcak olduğu gerçeği ile yüzleştim. Yaklaşık olarak 2 yıldır kahve içicisiyim ve ilk kez uzun çekim espresso içtim desem şaşırabilirsiniz :) İçime gelecek olursak pakette yazan malt tadı ve arkadan fındık ile karamel notaları bariz ortaya çıkıyor. Bunu ilk yudumdan son yuduma kadar hissediyor, tadıyorsunuz. Belki de süt koymadığımdandır ne dersin sayın editör :) Evlilik aşkı öldüsidjsh pardon editörün dediği gibi süt kahveyi öldürüyor galiba. Ama bu yıllardır o saçma ‘bir acı kahvenin kırk yıl hatrı var’ geyiğinden olsa gerek şeker ve sütsüz kahvenin acı olduğu kanısının hala kafamda yer almasından kaynaklanıyor olması muhtemel.

Sonuç olarak uzun çekimde başarılı diyebilirim. Bundan sonra espresso uzun çekime devam J

Latte

Madem espresso makinesi ile başladık devamını latte ile getirelim dedim. Pakette medium ya da dark roast olduğu belirten herhangi bir ibare yok ama çekirdeklerin rengi ve tadı itibari ile dark roast diyebilirim. Zaten fotoda görüldüğü gibi süt katıldıktan sonra mug üzerinde kalan kahve kreması yoğunluğu da bunu gösteriyor. Tadı ise elbette süt konduktan sonra espresso gibi baskın değil ama kahve tadı sütten daha fazla. 70/30 diye oranlayabiliriz. İçerken damakta süt tadı değil dolgun bir kahve tadı kalıyor. Latte ye gelen bir kahve olarak kenara not aldım.

French Press

Yazı başında bahsettiğim gibi çekirdeklerde dark roast havası var. Dark roast dan french press olur mu be sayın editör desem de; cefakar, vefakar bir yazar olarak site için kendimi feda ettim. Ettim de fena mı oldu diye sordum kendi kendime, açıkçası bu ön yargı ile yaptığım demlemenin sonucu güzel oldu diyebilirim. Damakta acımsı tat bırakmasını beklemiştim lakin aksine aroma ve tat istediğim gibiydi desem yalan olmaz. El Suyatal 3. Farklı demleme yönteminden de geçer notumu aldı.

Türk Kahvesi

Diğer üç tür için düzdüğüm metiyeleri Türk kahvesi için maalesef devam ettiremeyeceğim. O kadar kol kası yaparak çektiğim çekirdeklerden sonra yaptığım kahveyi ne yalan söyleyeyim beğenmedim. Dark roast olmasından mütevellit çok yoğun ve acımsı bir tat bırakıyor damakta. Sanki, hani o yıllarca bize iteledikleri (af edersiniz) Brezilya’nın, doğal olarak Dünyanın en kötü kahveleri var ya, işte kahveyi içerken o hissi aldım. Bir daha yapar mısın? sorusuna hayır demek istiyorum. El Suyatal’a üzülerek Türk kahvesi formunda bizimle deyılsın diyorum.

Moka Pot

Son olarak kavrulma derecesi her ne kadar ters gelse de (malum mokapot un işleme mekanizması nedeni ile bildiğiniz kaynar su kahve ile birebir temas edip kahveyi yakma aşamasına getiriyor) madem bu kadar farklı demleme tekniğini uyguladık elde mokapot ile de demleyip düşüncelerimi paylaşayım dedim. Elimdeki mokapot yaklaşık 2 cup’luk ama fincanlara pay ettiğim zaman az bir eksiği kalır ve o boşluğu kaynar su ile tamamlarım. Bir nev-i Americano yani. İçime gelecek olursak, kaynarken haliyle yoğun ve acımsı bir koku ortaya çıktı lakin, içimi sandığımın aksine sert değildi. Kahvenin yoğun aroması tam kararında ve damakta acı bir tat yerine, güzel bir aroma bıraktı.

Şimdi Nicaragua El Suyatal ile yaşadığım bu 5 farklı deneyimi sıralamamı isterseniz, uzun çekim double espresso açık ara Usain Bolt gibi elini kolunu sallayarak önde yarışı bitirir. Kahvenin ruhu iyi olmadıktan sonra diğer tekniklerde ne kadar sınıftan geçer derseniz bence geçemez. Ardından French Press ve mokapot foto finish ile belirlecek skora imza atarken, (editör buna biraz şaşıracak) arakalardan gelen latte nin biraz daha antreman yapması gerekir. Türk kahvesi ise ülkenin makus atletizm tarihi gibi zar zor finish i görecektir.

Özetle El Suyatal benim gibi sıfırcı bir hocadan geçer not aldı üstelik pekiyi ile. Temin edebilme şansınız var ise paketi açınca Yirgacheffe’i andıran kokusu ile gönlümde taht kuran bu kahveyi elinizdeki kısıtlı tüm imkanları kullanarak bu lezzeti tatmanızı şiddetle tavsiye ederim.

Evet, bu yazıda konuğumuz yiğidin harman olduğu yer Nicaragua’un güzel kahvesi Nicaragua El Suyatal idi. Tez zamanda rotamı Afrika’ya çevirip hani o ‘Kahve Yemen’den gelir’ klişesinde yer alan Yemen’in karşı komşusu, Dünya’nın en iyi kahve çekirdeklerinin üretildiği, yine yoksulluğun baş gösterdiği Etiyopya’dan Guji -Blida Bukisa- hakkında birkaç kelam edeceğim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir