Espresso Tarihi ve Dünden Bugüne Hikayesi

Espresso tarihi  Flamenco Sketches şarkısındaki gibi yumuşak ama kıvrak riflerle doludur. 2008 Dünya Barista Şampiyonu Stephen Morrisey, espresso için “Kahveye büyüteçle bakmak gibidir” demiştir. Espresso, kelime anlamı olarak, İtalyanca’da ekspres yani çok hızlı anlamına gelmekle beraber dünya kahve lügatında ince öğütülmüş kahvenin üzerine basınç yoluyla sıcak suyun akması şeklinde tanımlanmaktadır. Ama gerçek bir espresso anlatılamaz, yaşanır. Tıpkı Miles Davis’in trompeti çalarken hissetmiş olduğu yaşam gibi.

espresso tarihi

Espresso Tarihi – İlk Uygulamalar

Kaynayan su buharının kahveden geçirilmesi fikri ilk olarak 1820 yılında Fransız Bernard Rabaut tarafından uygulanmaya başlandı. Kısa süre içerisinde bu metod kahve satıcıları tarafından kullanılır hale geldi. Bir başka Fransız Edwarda Loysel De Santais ise ilk defa bu metodu kullanan bir makine icat ederek bunu 1855 yılında Paris Fuarı’nda tanıttı. Espresso tarihi için bir mihenk taşı olan bu makine bir ilkti ama ortada bir sorun vardı. Kahve yavaş oluyordu ve bir kahve için sabırsız insanlar beklemek istemiyorlardı. Öyle ki bir kahve için 10 dakikayı dahi bulan bekleme süresi oluşuyordu.

Gelişmeye başlayan küresel iş dünyasında işe gitmeden önce veya iş arlarında bu bekleme süresi insanlara uzun gelmeye başlamıştı. Kahvenin yapılış sürecini kısaltmak kahve satıcılarının daha hızlı hizmet verebilmesi için çok önemliydi. Böylece suya basınç uygulama fikri ortaya çıktı. Alman Gustav Kessel bu fikrin sahibiydi ve 1878 yılında bu fikrin patentine sahip oldu. Kessel yaptığı deneyler sonrasında su buharını basınçla kahve yatağından geçirip bardağa akıtarak hızlı kahve yapmaya başladı. Hatta yaratmış olduğu bu makine, kahve yapılışı bittikten sonra yeni bir buhar oluşturarak kahve yatağında kalan kahve tortularını dahi temizliyordu.

Espresso Tarihi – Basınç Şart

Ancak şimdi de ortaya başka bir sorun çıkıyordu. Teori ve laboratuar alanında deney iyiydi ama böyle bir makineyi o anda yapmak imkansızdı. Basınç sayesinde suyun buharıyla kahvenin yapılması fikri komşu İtalya’da da oldukça tutmaya başladı. Böylece 1884 yılında İtalyan Angelo Mariondo, Kessel’in fikrinden esinlenip benzer bir makine yaratmayı başardı. Makine, ısıtılan su kazanının 1.5 bar basınçla suyu kahve yatağından geçirip demlenmeyi tamamlıyordu. Artık gerçekten buhar basıncıyla suyun kahve yatağından geçmesiyle kahve yapmaya yarayan bir makinenin doğumu gerçekleşecek gibiydi ve Mariondo bunu aynı yıl Torino Fuarı’nda tanıttı ama burada da sorun çıktı. Makine kahveyi yapamadı. Ya istenilen basınç yeterli değildi ya da öyle fazla oluyordu ki her tarafa kahve püskürtüyordu. Buna rağmen fuarda üçüncülük ödülünü aldı İtalyan Mariondo, her ne kadar kimse kahve içememiş olsa da.

espresso tarihi angelo_moriondo

Espresso Tarihi – İlk Espresso Makinesi

Dünya 1901 yılında gerçek espresso makinesiyle tanışacaktı. İtalyan Luigi Bezzera uzun yıllar süren çalışmaları sonucu kahvenin yatağından bardağa düzgünce akması için portafilter düzeneğini kurdu. Espresso gelişimi için devrim olan bu makinede kahve hem akarken dağılmıyor hem de birden fazla kahve de üretilebiliyordu. Sadece tek bir sorun vardı, makine, buhar nedeniyle fazla ısınıyordu. Bu nedenle makineyi zaman zaman soğutmak gerekiyordu, belirli aralıklarla kahve yapılamıyordu. Makine aslında bir yere kadar yine de iyi çalışıyordu ama burada da Bezzera’nın pazarlama eksikliği ortaya çıktı. Çalışan ve işini yapan, tam da istenen bir makine ama bir çok mucit gibi satışını yapamadı.

Burada devreye bir başka İtalyan Desiderio Pavoni girdi. Pavoni, kahve için gelecek sayılan bu icatı görünce 1903 yılında patentini satın alarak Bezzera ile beraber çalışmaya başladı. İlk iş olarak makineyi ısıtan buharın çıkarılması için sistemi geliştirdiler. Böylece ellerinde tam istedikleri gibi kahve yapan bir makine vardı ve yaptıkları kahveye “cafee espresso” adını verdiler, yani “hızlı kahve”. Espresso ayrıca “sadece senin için” anlamında da kullanılabillmesi nedeniyle bu ikili kahvelerini sunarken “sadece senin içi, hızlıca” mottosunu benimsemişlerdi.

1906 yılındaki Milan Fuarı ile böylece artık çalışan bu makinenin tanıtımı yapılmış oldu. Elbette bugünkü modern espresso gibi espresso yapamıyordu, çünkü bu makine de henüz sadece 1.5-2 bar basınç üretebiliyordu ve istenilen tat seviyesine bir türlü ulaşmıyordu. Amacı hızlı bir kahve yapmaktı ve bir saat içerisinde 100 bardaktan daha fazlasını yapabiliyordu. Ancak sürekli çalışması sonucu her ne kadar buharı çıkaran düzeneği kurmuş olsalar da oluşan buhar yine de makineyi fazlasıyla ısıtıyordu. Bir süre sonra da kahveler yanık olarak çıkmaya başlıyordu. Daha kötüsü makine de yanıyordu.

Espresso Tarihi – Espresso Makinesinin Gelişimi

Kahvenin ülkedeki popülaritesini gören bir başka İtalyan girişimci Teresio Victoria Arduino ilk iş olarak espressoyu tanıtmaya koyuldu. Espresso kahvesinin bugüne kadar yapılan en güzel kahve olduğunu, yapılması esnasında kullanılan tekniği ve özellikle de hızlı olması Arduino’nun tanıtımının başlıca maddeleriydi. Espresso tarihi içinde yer alan ilk pazarlama adımı da böylece atılmış oldu. Hatta Arduino’nun tren kapısını açıp dışarıdaki makineden espresso yapan sarı montlu adam afişi o kadar etkili oldu ki bugün bile İtalya’da bir çok kahve satıcısının duvarlarında kullanılmaktadır. “Hızlı bir tren kadar hızlı bir kahve” fikri gerçekten espresso için üretilmiş belki de en orjinal söylemdir. Ne de olsa ikisi de “ekspres”. Arduino bununla kalmayıp oldukça şık kahve makineleri de icat etmeye başladı. Makinenin üstüne kartal sembolü koyarak harika bir görüntü ortaya çıkardı. Öyle ki bu makineler Milan dışına da ithal edilmeye başlandı ve avrupa kıtası artık yavaş yavaş espresso ile tanışmaya hazırdı.

Her şey güzel ama basınç hala bir sorun olarak gözüküyordu tam bir konstantre kahve oluşamadığı için. Burada yine Arduino devreye girerek piston kullanımı fikrini ortaya attı. Espresso tarihi için bir diğer mihenk taşı olan bu fikir  1930 yılında İtalyan Marco Cremonese’un dikkatini çekti ve üzerinde çalışmaya başladı. Nihayetinde buhara daha çok basınç uygulayan vidalı pistonun makinelere nasıl monte edileceğine dair sistemi kurguladı ama ömrü bunu makinelerde görmesine yetmedi. Teorisinin uygulamaya geçmesini göremeden 1936 yılında  ölen Cremoese’nin eşi Rosetta Scosa, kocasının icatını satmaya kalkışmışsa da bunda başarılı olamadı.

espresso tarihi victoria_arduino_espresso

Espresso Tarihi – Bugünkü Makinelere En Yakın Makine

1938 yılında yine bir İtalyan Giovanni Achille Gaggia el gücüyle basınç uygulanan vidali pistonun eklendiği ilk espresso makinesini üretmeyi başardı. Ancak araya ikinci dünya savaşının girmesi bütün bu çalışmaların gelişmesi yerine durmasına neden oldu. Savaşın bitiminden sonra ise Gaggia’yı fikir hırsızı suçlamasıyla Rosetta Scosa mahkemeye verecekti. Mahkeme süreci esnasında Gaggia hiç boş durmayarak çalışmalarına devam ediyordu. Scosa için mahkeme sonucu pek iyi olmamıştı ve Gaggia iki yıllık zamanda boş durmamasının meyvesini almıştı.

Gaggia’nın aklında vidasız bir piston sistemi yaratmak vardı çünkü şu anda var olan düzeneğin uzun süreli kullanım için güvenilir olduğunu düşünmüyordu. Espresso tarihi ele alındığında Evreka etkisi gibidir. Zira bu buluşla yaylı bir piston kullanarak modern espresso makinesi yapılışının önünü de açmış oldu. İlk modellerinde elle kontrol edilen kaldıraç ile yay sıkıştırılıp ardından kaldıraç bırakıldığında yayın yüksek gerilim gücüyle pistonu itmesi sonucu sıcak su ince öğütülmüş kahve yatağından geçip ortaya güzel bir espresso ortaya çıkarıyordu.

1947 yılında ortaya çıkardığı makine bugünkü espresso makinelerinin temelidir. Bu makinede basınç artık 8-10 barlara kadar çıkıyor ve istenilen konsantre elde edilmiş olup espresso üzerinde köpük de meydana geliyordu. Köpük ortaya çıkarken oluşan kremamsı görüntü nedeniyle bir süre boyunca espresso değil de “caffe crema” yani kremalı kahve ismi de kullanılmıştı.

Espresso Tarihi – Son Rötuşlar

Espresso tarihi için son anlamlı adım olan bu makine ile şu an tadına doyamadığımız üstü kremalı gerçek espresso ile tanışmış olduk. Bu makinede daha fazla basıncın ortaya çıkmasıyla bugünkü modern espresso makineleri için de ideal basınç 9 bar (net basınç) olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ancak elle işlem gören pistonlu bu makinede basınç her zaman 9 barı bulamayabiliyordu. 1960 yılında tahmin edebileceğiniz gibi İtalyan olan Carlo Ernesto Valente’nin ürettiği E61 model espresso makinesi tamamiyle bugünkü makinelerin de ilk doğumu olmuştur. Bu makinede pistonun yerini artık otomatik pompalama almıştır ve 9 bar basınç sabitlenmiştir.

9 bar basınç demek dünya atmosferine kendisinden 9 kat daha fazla basınç uygulamak demektir. Bugünkü ev için uygun olan modern makinelerin çoğunda 9 bar basınç sistemi sabit haldedir. Daha profesyonel işlem gören makinelerde ise basınç sistemini kontrol edebileceğiniz 15 bara kadar çıkan sistem de mevcuttur ama burada artık sizin su seviyesi, sıcaklığı, kahve miktarı vb. gibi işlemlerle oynamanız da gerekmektedir.

En basit tarifiyle ideal bir espresso; 7 gram ince öğütülmüş kahve ile 88-93 derece arasındaki suya 9 bar basınç uygulanması sonrası 15 saniye civarında oluşan 30 mililitrelik katıksız lezzettir.

Yeni nesil espresso demlemeleri double shot yapılmaktadır. 18-22 gram arası ince öğütülmüş kahve 93 santigrat derece su 9-10 bar basınç ve 28 saniyede 55-60 ml olarak oluşturulmaktadır. Espressonun akış hızını ise kahvenin cinsinin yanı sıra makinenin basınç değeri ve öğütme inceliği belirlemektedir. Bu referans değerler baz alınarak öğütme inceliği ile akış hızı dengelenmelidir.

espresso tarihi

 “Kahvenin en mükemmel tanımı espressodur.”
Ernesto Illy

Espresso Tarihi ve Dünden Bugüne Hikayesi” yazısında 22 düşünce

  1. Uğur diyor ki:

    Siemens ti903209rw ile delonghi 45.760 eletta arasında kaldım. Siz hangisini tavsiye edersiniz. Siemens in bu modelindede ısıtma sorunu var mıdır acaba?

    • Omer Demir diyor ki:

      Uğur Bey Selamlar, Siemens TI903209RW’yi incelemeye ekledim. Yeni bir ürün bu nedenle hakkında çok fazla yoruma ulaşmak mümkün değil. Ulaştıklarım ve yurtdışı incelemeleri de oldukça pozitif. Şu an fiyatı da indirimli.Bu fiyat karşılığında da yazıda hakkettiği yeri aldı. Bu üründe karar kılarsanız aldıktan sonra yorumlarınızı burada paylaşırsanız memnun olurum sevgiler.

  2. Yahya Uğur diyor ki:

    Selamlar, çok mükemmel bir site oluşturduğunuz için öncelikle teşekkür ederim.
    Kahve içmeyi çok seven birisiyim ve evime filtre kahve makinesi almak istiyorum, yaptığınız yorumlar doğrultusunda makineleri inceledim ve 3 farklı filtre kahve makinesi arasında kararsız kaldım. Hem deneyiminizle hem de güzel bilgilerinizle bu 3 filtre kahve makinesinden hangisini tercih etmeliyim:
    Braun KF7120BK Filtre Kahve Makinesi
    Delonghi ICM 15250 Filtre Kahve Makinesi
    Electrolux EKF7800 Expressionist Filtre Kahve Makinesi

    Şimdiden Teşekkür Ederim.

    • Omer Demir diyor ki:

      Yahya Bey Merhaba,
      Seçtiğiniz ürünler hemen hemen aynı özellikleri barındırıyorlar ve dünyada kabul görmüş markalar. Böyle bir durumda ben kullanışlılık ve dizayna önem verilmesinin daha doğru karar olduğunu düşünüyorum. Bu üçlüde Delonghi’nin malzeme kalitesi biraz daha geride kalıyor ve açılan bölümden doldurulan su haznesi ise herhangi bir arıza durumunda bir kaç parçayı birden değiştirmenize sebep olur ki bu da muhtemelen makine fiyatına gelir. Geriye Electrolux ve Braun kalıyor. Burada da Braun daha şık bir görüntüye sahip ancak kahve bölmesiyle su haznesi aynı kapak altında ve su haznesi sabit. Üçü arasında benim kişisel tercihim su haznesinin tamamen ayrı ve çıkarılabiliyor olması nedeniyle electrolux olur ama dizaynda braun bir adım daha önde bunu da göz ardı etmemek gerek.
      Umarım faydalı olabildim, sevgiler

      • Yahya Uğur diyor ki:

        Çok teşekkür ederim gerçekten çok yardımcı oldunuz. Peki Electrolux Metal filtre kullanıyor bu herhangi bir negatif etki oluşturur mu?

        • Omer Demir diyor ki:

          Tekrar Selam,
          İçinden çıkan metal filtreyi kullanmanıza gerek yok, kullanmayın da zaten. Metal filtrenin süzme delikleri kağıda göre daha büyük olduğu için kahveyi de kalın öğütmeniz gerekir ve mutlaka bir miktar tortu bırakır. Bu makinelerin hepsi 4 numara kağıt filtre uyumlu üretilirler. Metal filtrenizi, filtre kağıdının ansızın bittiği bir günde kurtarıcı olarak kullanmak üzere sarıp sarmalayıp kaldırabilirsiniz:). Süzme işlemi kağıt filtrede çok daha sağlıklı olur. Haznenin içine metal filtre yerine, kağıt filtreyi dikiş yerlerinden katlayarak yerleştirdiğinizde iyi süzülmüş bir kahve elde edersiniz.
          Sevgiler

        • Omer Demir diyor ki:

          Levent Bey,
          Bu öğütücüyü maalesef daha önce kullanmadım, ancak şu şekilde yardımcı olabilirim.
          Manuel öğütücülerin bazıları Türk kahvesi inceliğinde öğütme yapabiliyor, bazıları ise en ince ayarda sadece espresso inceliğine inebiliyor.
          Espresso için ince öğütme gerekli ancak Türk kahvesi kadar da ince değil.
          1. seviyede öğüttüğünüzde eğer Türk kahvesi kadar ince bir öğütme elde etmezseniz 1. seviyeyi kullanabilirsiniz.
          Baktınız 1. seviye Türk kahvesi kadar ince öğüttü bu durumda 2. kademeyi kullanınız.
          Sevgiler

  3. Tuncay diyor ki:

    merhaba mokapotum için çekirdek kahve alıyorum hep fakat aldığım sitede şöyle bir seçenek var
    kavurma derecesi
    full city plus (espresso)
    city plus (filtre)

    bunlar ne demek acaba ben öylesine seçiyorum birisini :D
    ama bilmiyorum ne demek olduğunu
    beni bilgilendirirseniz sevinirim..
    Saygılarımla

  4. Kenan Çakır diyor ki:

    Merhaba , yeni nesil derken neyi kastettiginizi pek anlamıyorum. Hanı şu zincir cafelerde içtiğimiz bulaşık suyu kıvamında ve her nedense tadı EKŞİ olanlar mı. Soruyorum: abi guatamaladan geliyor. Özenle kavuruyoruz falan gibi abuk cevaplar alıyorum. Param olsa gidip italyada içeceğim. Bu esspressolarin yakından uzaktan italyan kahve kültürüyle ilintisi yok. Lecola ile cocacola farkı gibi bişey…

    • Omer Demir diyor ki:

      Kenan Bey Merhaba,
      Zincir olmayan ya da az zincir olan, kendi kahvesini kendi kavuran, SCA tarafından 80 puan üzeri not almış kahveleri kavuran, satan ve sunan yani işini hakkıyla yapan işletmelerden bahsediyorum.
      Şu yazımı da okumanızı tavsiye ederim, sanırım anlatmak istediğimi daha net anlatabilirim böylece size..
      https://mokapota.com/kahve/nitelikli-kahve-nedir-neden-onemlidir/3859

      İtalyada içtiğiniz kahvenin size lezzetli gelmesinin sebebi %100 kahvenin iyi olmasıdır diyemeyiz.
      Lezzetin bulunulan ortamla, yaşanılan anılarla çok doğrudan ilgisi vardır. Bozcaada’da şarap içince dünyanın en güzel şarabı dersiniz, bir şişe de evde içmek için alırsınız. İşten yorgun argın gelip bi şarap açayım da günü resetleyeyim dersiniz ama açtığınız şarabın tadı size sirke gibi gelir. (Levon Bağış’tan alıntılıyorum) İtalya’da kahve içmek de onun gibi bir şey aslında.
      İtalya’da kahve bir kültürdür, bu kültürün belirli yazılı olmayan kuralları da vardır. Bu kurallar çerçevesinde hazırlanan, içilen sunulan kahve ortamla birleştiğinde (çekirdek kalitesi ne olursa olsun) lezzetini ikiye hatta üçe katlar.

      Sevgiler

  5. Işıl diyor ki:

    Merhaba,
    Uzun çekim americano nedir, nasıl hazırlanır ne farki var vs Araştırdım ama bir bilgiye ulaşamadım , en doğru bilgiye sizden ulaşırım diye düşündüm. Yardımcı olabilir mısınız bana?

    • Omer Demir diyor ki:

      Işıl Hanım Selamlar,
      Konuya espresso ve uzun çekim diye de adlandırılan lungo espresso arasındaki farktan başlayalım.
      Espresso standart olarak 7 gr kahve ve 30 ml su ile hazırlanan bir içecek. Yeni nesil nitelikli kahvecilikte ise 8 veya 9 gram kahve ve 30 ml su ile hazırlanır
      Lungo yani uzun çekim espresso ise aynı miktar kahve fakat 45 ml su ile hazırlanır.
      Siz uzun çekim “double” espresso istediğinizde ise size 14-18 gram arası kahve ile hazırlanmış 90ml espresso vermeleri gerekir.

      Americano genelde double espresso ile hazırlanır. Hazırlanan 60ml espresso üstüne yaklaşık 150/160 ml su eklenir. Böylece 210/220 ml Americano elde edilir.
      Uzun çekim Americano ise uzun çekim espresso ile hazırlanır yani başlangıcımız 90ml espresso’dur. Bunun üstüne ise 120-130 ml sıcak su eklenir. Böylece kahve yoğunluğu birazcık daha fazla bir americano içmiş olursunuz.

      Genelde karıştırılan bir durumu da yeri gelmişken yazmış olayım.
      Uzun çekim yöntemi espressoyu yumuşatırken americano’yu sertleştirir.
      Sevgiler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir